Konuların anlaşılması için yazıların kronolojik sıraya göre okunması önerilir.

20 Mart 2016 Pazar

Yahudi Dünya Yöneticileri


I.Illuminati?


Seçilmiş bir elit kesimin "gizlice" dünyayı yönettiği bilgisi fazlasıyla yaygınlaştırılmıştır. Kendi varlıklarını saklayamayacaklarını fark eden global Yahudi elit, dikkatleri sadece kendi istedikleri noktalara çekerek, kendilerini bilinçli olarak ifşa etmişlerdir , tıpkı komünizmi yaymaya çalışırken yaptıkları gibi.
Bu ifşa öyle dikkatli yapılmıştır ki, sadece onların istediği derecede, insanlar ne kadar bilirlerse bilsinler yine köle olarak kalacaklardır.

Dünya yönetimi denilince akla ilk gelen örgüt "Illuminati"'dir. Bunun sebebi, yukarıda bahsettiğim bilinçli ifşa yöntemidir. On binlerce yıllık insanlık suçlarını tek bir örgütün üstüne atarak dikkatleri kendi istedikleri noktaya çekmeyi başarmışlardır.

Birçok Yahudi örgütten biri olan Illuminati'nin ökült sembollerini kullanması kafanızı karıştırmasın: Yine dikkat dağıtmak için Paganizmi de kendilerindenmiş gibi göstermektedirler. Halbuki tüm antik insanlar, Satan ve Tanrıların desteğiyle Yahudilerle savaşmışlardır. Durum günümüzde de farklı değildir.
Ökült sembollerinin güçleri ve anlamları evrenseldir. İnsanlığın orijini Yahudilerden daha eskidir, ve Yahudilerin kendilerine seçtikleri semboller Paganizmden çalıntıdır, Davud Yıldızı-Pagan Vishu Yıldızı gibi. Kabala da Antik Mısır kökenlidir.  
New Age ve Komünist Sinarşizm yazısında bahsettiğim gibi:

Rakovsky Protokollerinden:

"Yazılı olmayan tarihte gizlice ilk komunist enternasyoneli kuran kişi Adam Weishaupt'dur.
O, masonik Illuminati örgütünün lideriydi. İsmi zamanının en büyük komunist fesatçısı olarak anılır. Bu büyük devrimci, yahudi ve cizvit, Moses Mendelsohn (Yahudi) tarafından Illuminati'yi kurmakla görevlendirilmişti. Bu örgüt gizli olacak ve Fransız Devriminden sonra da siyasi hedeflerine ulaşmak için çalışacaktı. Çünkü örgütün asıl hedefi Fransız Devrimi'ni Komunist Devrime dönüştürmekti.
Illuminati'nin gizemlerinin ve inisiyasyon merasimlerinin tek bir gayesi vardı; örgütün nihai hedefi olan Komünizmi gizlemek.

O zamanlar bilinmeyen bir diğer husus da Weishaupt ve yandaşlarının Rothschildler'le olan ilişkisiydi.
Beş Rothschild kardeş Avrupa'yı beş finans imparatorluğuna böldükleri zaman gizli bir güç onların büyük servetler toplamasına yardımcı olmuştu. Bunlar, bütün Avrupaya dağılmış vaziyette bulunan ve Bavyera katakomblarında (yeraltı mağaraları) yaşayan ilk komunistler olabilir.
Rothschild'ler ilk gizli komunizmin sadece haznedarları değil, doğrudan başkanlarıydılar. Gerçekten de hem Karl Marx, hem de ilk enternasyonelin başkanları olan Heine ve Herzen Rothschild'lerden emir almaktaydılar." -Christian Rakovsky (Rakovsky Protokolleri, Sovyet Büyükelçisi Rakovsky'nin GPU tarafından sorgulanması (26/1/1938) sırasında tutulan kayıtlardır)

"...ABD'de Başkan Yardımcılığı görevinde bulunmuş olan Henry Wallace da 1933'ten itibaren [Yeni Çağcı] Roerich'e destek vermeye başlamıştır. Kendisi önceden de Yeni Çağcı Blavatsky'nin Teozofi Derneği'ne bağlı Liberal Katolik Klisesi'ne üye olmakla birlikte 32.dereceden masondur. Bir dolarlık banknot üzerindeki her şeyi gören göz ve piramit gibi sembolleri koyduran Wallace'dır. Wallace'a bu sembolleri kabul ettiren ise Roerich'dir."

Bu konularda hala soru işaretleri olanlar konu bütünlüğü açısından önceki yazıları tam olarak okuduklarından emin olsunlar.

II. Yahudilerin Orijini

Yahudilerin diğer tüm insan ırklarından farklı genleri bulunmaktadır. Yahudi türünün ortaya çıkma zamanının düşman saldırısıyla aynı dönemde olması tesadüf değildir. Düşman varlıklar (reptilianlar) Yahudi ırkını kendi genleriyle oluşturmuşlardır.

Haham Michael Laitman Yahudilerin orijini ve amacını şu şekilde açıklamıştır:  https://www.youtube.com/watch?v=g8fAHwJIzlE 

Haham Laitman: "Biz buralı değiliz. Biz, oradan (uzayı işaret ederek) geldik. İsrail'in kökeni orasıdır. Kollektif ruhun parçalanmasıyla oluşturulduk."

Seyirci: "Bu komuta birliğini gönderen kimdir?"

Haham Laitman: "O'dur. Yaratıcı'dır. İsrail Onun bir parçasıdır."

"O, komuta birliğini göndermiştir. Onlara güç ve bağlantılar vermiştir. 
Onları, düşman topraklarına göndermeden önce oradakilerin görüntüsüne benzetmek zorunda kalmıştır. Bu bir ülkeye gizli birim olarak girmek gibidir, hepimiz o ülkenin halkına benzeriz. Örneğin Afrika'ya gönderilen bir birliğin, Afrika'daki insanların şekline bürünmesi gibi. Özellikleri, davranışları diğer insanlarla aynıdır, tıpkı gizli ajanlar gibi.

O (Yahudi) bir süre oradadır, kendine bir aile kurar, ev inşa eder. Yıllar sonra ona, dışarıdan bir hatırlatıcı gelir. Çalışmaya başlamalısın. O ise çoktan herşeyi unutmuştur ve birden bire onu çağırmışlardır. İşte bu senin komutanın, şu şöyledir... herşey ona açıklanmıştır.

İşte bize olan da budur. Uyanmamız gerekiyor. Özel bir görevimiz olduğunu hatırlamalıyız. Gerçekten, burası bizim değil. Biz çok daha farklı bir yerden geliyoruz.
Bu yüzden, dostlarımızı bulmamız gerekiyor...Bütün dünya için, biz başka bir galaksiden gelen yabancılar, uzaylılarız. Hepimiz uyanış ışığını bireysel olarak alırız. Ve şimdi bizler dünyayı işgal etmek için gruplar halinde biraraya geliyoruz.
Görevimiz budur."

"Bize yöntem de gönderilmiştir. Herşey bize aşamalı olarak gösterilmektedir. Eğitilir, aktive ediliriz. Orijinal gezegenimizden gelen bu doğal gücümüz sayesinde dünyada yaşayanları kontrolümüz altına alacağız."

"..Bana inanmıyor musunuz? Sadece farklı bir galaksi değil, farklı bir evren, hatta farklı bir boyut... 
Bizim gerçek kimliğimiz budur."

"Onlara uzaylılar diyorum çünkü onların dış özelliklerinden- vücut yapılarından ya da organlarından bahsetmiyorum. Dünyadaki insanlarda olmayan, sadece onlarda olan iç özelliklerinden bahsediyorum.
Onların (Yahudilerin) içindeki program/yazılım başka bir dünyadandır."

"Günümüzde gelinen aşamada, bu gizli ajanlar biraraya gelmeli ve dünyayı kontrol altına almak için organize olmalıdırlar.
Biz buraya kendi gezegenimizdeki Düzeni getirmeye geldik."


Yahudilerin reptilian geni taşıdıkları ve grilerle çalıştıkları Satan ve Tanrılar tarafından da onaylanmıştır:  Tanrılarımız uzun zamandır bu düşman varlıklarla savaş halindedir.  Yakın zamanda Satan, “dışardaki” savaşı kazandığını bildirmiştir, ancak dünyanın geri kazanılması gerekmektedir.

James Rothschild’in şu sözü yukarıdaki açıklamalarla birlikte yeni bir anlam kazanmıştır:

“Yabancı yerlerde yaşıyoruz ve bizlerle alakası olmayan ülkelerin çıkarları ile ilgilenemeyiz.”
(We are living in foreign lands and we cannot trouble about the ambitions of countries entirely alien to us.)

III. Yahudi Dünya Yönetimi Konseyi (13’ler, Grand Druid Council, Octagon), Akıl Kontrolü, Ritüeller ve Reptilianlar



Belirli bir düzeyde araştırma yapmış olanların bildiği üzere dünya yönetimi çeşitli konseyler tarafından yürütülmektedir.Bu konseyler, kendi aralarında akrabalık bağı bulunan Yahudi aileler tarafından oluşturulmuş olup, tek bir amaç için birlikte çalışırlar. En üstteki tabakanın sahip olduğu bilgileri daha aşağıdakiler bilemezler.
Bu gruplar, Triumvirate of 3 (3'ler Konseyi), 13'ler Konseyi , 33'ler Konseyi ve 500'ler Konseyi olarak kaynaklarda geçer.

Ayrıntılı şemada görülen Great White Brotherhood (Büyük Beyaz Kardeşlik) Yeni Çağ operasyonlarını yöneten düşman Nordikler (Pleaidianlar, Andromeda Council, Intergalactic Federation ve diğerleri) tarafından oluşturulmuştur. Onların da üstünde Reptilianlar bulunmaktadır. Düşman Nordikler astral boyutta reptilianların köleleştirdiği grilerle birlikte çalışırken görülmüşlerdir.   

Triumvirate, üç Rothschild'den oluşmaktadır ve bu üç Rothschild'den biri liderdir. Bu grubu bir dönem Philippe Georges de Rothschild, Edouard Rothschild ve Richard Rothschild oluşturmuştur.

Philippe Georges de Rothschild (1902-1988)


13'ler Konseyinin üstünde Rothschild ailesinin diğer üyeleri bulunmaktadır. 



Philippe Rothschild'in yönetimde olduğu dönemde onun emrinde olan, İngiliz Kraliyetinin dahi katıldığı en üst düzey ritüelleri yöneten ve Rothschildler ile akrabalığı bulunan Fransız Kraliyet ailesi mensubu Arizona Wilder/Jennifer Ann Nagel (Kealey/Greene), 13 yönetici ailenin hepsinin kendine özel konseyleri olduğunu ve en güçlü 13'ler konseyinin Marquis  de Libeaux/Pindar'ın (Philip Rothschild) yönettiği California merkezli konsey olduğunu söylemiştir. Bu konseyin üyeleri arasında Robert ve Richard Caldwell, Jim Christensen, Richard Hoehn, Richard Bradbury, Jim Efferson, Fred Danger ve Frank Cohen bulunmaktadır.
Arizona Wilder, kendi misyonu için özel olarak yetiştirilmiş ve sürekli akıl kontrolü altında yaşamıştır. Ancak kendi programcısı öldükten sonra kendisine unutturulan olayları hatırlamaya başlamış ve ayrılmaya karar vermiştir. Yine de Konsey onu rahat bırakmamıştır. Birçok kez kaçırıldığından, genlerinin izni dışında kullanıldığından, askeri araçlar tarafından takip edildiğinden ve izlendiğinden bahsetmiştir. Çalıştığı klinikte yatan bir askeri istihbarat ajanı onu Robert Caldwell adına tehdit etmiştir ("I'll kill you when I get out of here, and if I don't, Robert Caldwell will. He's going to get you") http://antinewworldorder.blogspot.com/2011/06/open-missive-from-jennifer-ann-kealey.html

Wilder, Icke ile yaptığı röportajda reptilianlardan şu şekilde bahsetmiştir:

 “Reptilianlar buraya (dünya gezegenine) geldiler ve işgal ettiler. Birçok yere, yer altına merkezler kurdular. Bu gezegendeki Tanrıların yerine geçmeye çalıştılar ve kurban ritüellerini başlattılar.” 

13'ler konseyi üyelerinden bir başkası Yahudi Collins/Kollyns'lerdir. Zaman içinde Putnam ve Todd isimleri ile de anılmışlardır.

Putnamlar, ünlü Salem Witch Trials/Salem Cadı Mahkemelerini yürütmüşlerdir. Bu mahkemelerin asıl amacı, tıpkı Papa'nın Tapınakçılara yaptığı gibi, ya da antik Pagan rahiplerine, druidlere yapılan gibi gerçekleri bilenleri, özellikle aileden gelme güçlü genleri olanları yok etmektir. Putnamların aslında Yahudi olup kliselerde görev almalarının, yobaz hristiyanlar gibi hareket etmelerinin sebebi de budur.

Mahkemelerde çok farklı sebeplerle yargılananlardan birisi, halkın şikayetleri üzerine yakalanan Mary Bradbury'dir. 13'ler konseyi üyesi Richard Bradbury'nin soy ağacında görebileceğiniz Mary Bradbury, insan kurbanı gibi ağır suçlamalara tabi tutulmuştur.
Tamamen "tesadüf eseri", Putnam ailesi onu infaz edilmekten kurtarmıştır. (Salem Müzesi’nde sergilenen konuyla ilgili belgeler için: http://salem.lib.virginia.edu/texts/tei/BoySal1R?div_id=n16 adresine bakabilirsiniz) 

Mary Bradbury'nin aklanmasını sağlayan bir diğer 13'ler Konseyi üyesi Ring ailesidir. Thomas Ring, Jarves ve Hannah Ring, Bradbury'nin serbest bırakılmasında büyük rol oynamışlardır.

Putnam soyundan gelen John Todd (asıl adı Christopher Lance Collins) 13'ler konseyinin eski bir üyesidir ve 1978 yılında Wilder'ın verdiği bilgilerle de tamamen uyuşan bilgiler vermiştir. Ancak açığa çıkardığı doğruları, birçok kez görüldüğü gibi, yanlış bir perspektifle insanlara sunduğu için bu durum bilinçli deşifre örneği olabilir.
Dikkatleri özellikle siyonizme odakladıklarını ve Rothschildler dışındaki liderlerin Yahudi değil İskoç-Fransız Kelti olduklarını söylemiştir, kendisi de bir Yahudi olan Collins.

Elizabeth Hirschmann ve Donald Yates, "When Scotland was Jewish" (İskoçya Yahudiyken) adlı çalışmalarında İskoçya'nın önemli ailelerinin Yahudi orijinlerini belgelemişlerdir. 13 ve *33’ler konseyi üyeleri de bulunduran veya bu konseylerle akrabalık ilişkileri olan başta Sinclair ve Stuart aileleri olmak üzere, Forbes, Bruce, Campbell, Gordon, Caldwell, Fraser, Leslie, Christie, Kennedy/Cavendish, Cowan/Cohen aileleri de Yahudi orijinlidir. 
(*33’ler Konseyi  Sinclair, Erskine, Dunn, Campbell, Russell, Gordon gibi İskoç Yahudisi aileleri kapsamaktadır-Caldwell klanı ve Cowan/Cohen’ler gibi 13’ler üyesi olan aileler istisna olmak üzere)

Sinclair (St. Clair) klanı Guillaume de Gellone adlı bir Yahudinin soyundan gelmektedir. Gellone'nın babası Haham Makhir Bağdat'daki Yahudileri yönetmiş, daha sonra Fransa'ya gidip Theodoric adını almıştır. Charlamagne/Şarlaman'ın akrabası Alda ile evlenmiştir ve "Yahudilerin Kralı" ünvanına sahip olmuştur. Onun yönettiği bölge olan Narbonne'daki Kabalistler Kudüs'ün ele geçirilmesi için Papa'yı teşvik etmişlerdir ve böylece Tapınakçı birlikleri oluşturulmuştur.

Sinclair'ların Tapınakçı olmaları tesadüf değildir. Papa'nın, seferler sırasında gerçekleri öğrenen Tapınakçıları idam ederken bazı şövalyelerin "kaçtığı" tarihi kaynaklarda geçer, çoğunluğu da İskoçya'ya gitmiştir.



Elit Yahudi Sinclair ailesinden gelen bir Tapınakçı asılmaktan kaçarak mı kurtulmuştur yoksa en başından beri Yahudi maşası olan Papa tarafından serbest mi bırakılmıştır? 

Yukarıda geçen İskoç Yahudilerinden çoğunluğunun Rothschildler ile akrabalığı da bulunmaktadır, örneğin Nat Rothschild, Sinclair kanı taşımaktadır.

Philippe Georges de Rothschild'ın gayrimeşru çocuğu Philip Eugene Rothschild ise yarı Campbell'dir, hatta konseylerden ayrıldığını iddia ettiği zamandan beri Kim Georges Campbell adını kullanmaktadır.

Philip Eugene'in David Icke ile yaptığı röportaja göre, Philippe de Rothschild, 1988 yılında öldüğünde kendisi başa geçmiştir. Yıllarca ritüellerde karşılaştığı insanları politikacı, sanatçı, modacı, iş adamı olarak haberlerde görmenin çok korkutucu olduğundan söz etmiştir. "Finansörler, sanatçılar, kraliyet mensupları, hatta başkanlar, hepsi birlikte yeni bir dünya düzeni getirmek için komplolar kuruyorlar. Bu insanların da, tıpkı benim gibi DID (çoklu kişilik bozukluğu) var."

"Bu bozukluğa sahip olmayan son Amerikan başkanı Dwight Eisenhower'dı, onun dışında Teddy Roosevelt'den beri tüm ABD başkanlarının çoklu kişiliği ve ökült pratisyenliği vardı. Başkan (Bill) Clinton'ın çok ileri derecede çoklu kişilik bozukluğu var. Al Gore'un da öyle, Clinton ve Gore'u çocukluğumdan beri tanıyorum."

Bill Clinton üstünde ağır akıl kontrol ve hipnoz yöntemleri uygulandığı bilinmektedir. Bill Clinton Under Mind Control: https://www.youtube.com/watch?v=Js6rklLv-4E

DID özellikle travma odaklı akıl kontrol yöntemleriyle geliştirilen bir hastalıktır ve en sık çocukluktan beri ritüel şiddetine uğramış kişilerde görülür.

Bilindiği üzere, çok ağır travmalar sonucu-örneğin araba kazası gibi- hafıza kaybı görülebilir. Bu, bilincin kendini savunması sonucu oluşur. Global elit, bunu bir yöntem haline getirmiştir. Özellikle belirli ailelerden gelen çocuklar, çok küçük yaşlardan itibaren ağır ritüel travmalarına mağruz bırakılırlar, bunun sonucu çocuklar kendilerini savunmak için çoklu kişilikler geliştirirler. Bu kişilikleri bir "handler" (kişisel programcı) belirli hipnotik şifrelerle programlar ve o kodlara göre programladığı kişiliği/altarı gerektiği zaman öne çıkartır.  

Dünya ile iletişim içinde olan "ön altar", diğer kısımlardan habersiz bırakılır ve böylece kişi, program altındayken ne yaptığını hatırlayamaz. Çoğunlukla "handler" ın ölmesi sonucu programlama tekrarlanamaz  ve kişilikler arasındaki engelin yıkılması sonucu hafızanın diğer bölümleri de ulaşılabilir hale gelir. Arizona Wilder, kendi programcısı öldükten sonra, o zamanlar akıl kontrol operasyonlarını yöneten Guy de Rothschild (Dr. Barrington adı altında) tarafından tekrar programlanmaya çalışılsa da işe yaramamıştır. (Guy de Rothschild’in oğlu Edouard Rothschild de akıl programlama ve parapsikoloji alanındaki çalışmaları yönetmektedir)  
Akıl kontrol operasyonları genellikle askeri yeraltı merkezlerinde yürütülür. Dulce gibi ünlü yeraltı merkezleri aynı zamanda ileri teknoloji, dünyadışı varlıklar (özellikle reptilian ve griler), ritüeller ve genetik deneyler ile birlikte akıl kontrolüyle astral yeteneklerin geliştirilmesi-parapsikolojik istihbarat çalışmaları yapılan yerlerdir.



"Bir akıl-kontrol mağduru, askeri yer altı merkezi  Montauk'daki insan kurbanı ritüellerinden bahsetmiştir. Bohemian Grove üyesi ve Belçika'daki NATO merkezinde elit Janus Grubu'nun akıl kontrol operasyonlarını yürüten W. Buckley de bu ritüellere katılmıştır." - David Icke, Children of the Matrix

Yukarıdaki iki paragrafta şimdilik sadece dikkatinizi çekmek istediğim anahtar kelimeler şunlar: Reptilian/griler-insan kurban ritüelleri-askeri yeraltı tesisleri.

Röportajında, Rothschild ailesinin dünyayı kontrol altına alma çalışmalarında kendi rolünü de oynadığını söyleyen Philip Eugene, ailenin diğer üyeleri hükümetlere, akademiye, iş hayatına, eğlence sektörüne sızdığı zaman kendisinin de spiritüel gücü yönettiğini söylüyor. Kollektif enerjiyi Christ/İsa materyaline odakladığını açıklıyor.
Burada bahsedilen, düşünce formunun insanlardan elde edilen enerji ile beslenmesidir. Bu Christ materyalinin enerjisi, ileride İsrail Kralı olarak insanların karşısına çıkarılacaktır. 

Philip Eugene, Rockefeller’lar ve Bushların ritüellere katıldığından ancak hiçbir zaman ritüelleri yönetecek üstünlükte olmadıklarını, onların da, diğer birçoğu gibi gerçek bir ökült güce sahip olmadıklarını ve sadece yaranmak için, prestij için ritüellere katıldıklarını söylüyor. Eski Federal Reserve (ABD Merkez Bankası) başkanı Greenspan'ı onlardan ayrı tutuyor-onun gerçekten güçlü olduğunu düşünüyor. Eski CIA direktörü Casey, (Henry) Kissinger, W. Christopher (eski ABD Dışişleri Bakanı) gibi isimlerin de ritüellere katıldığını ancak geri planda kaldıklarını belirtiyor.

"Ritüellerde, ön saflarda kraliyet aileleri yer alıyor. Prens Philip, reptilianların başlıca biyolojik varislerinden biri. Ondan hemen sonra, operasyonlardan sorumlu meclis olarak benim ailem (Rothschild) yer alıyor. Hollanda, İspanya soyluları ve Habsburglar gibi eski Avusturya soyluları ve kraliyeti ökült güç sıralamasında sonradan geliyorlar."  

Burada dikkat çekilmesi gereken nokta, spiritüel/ökült güç şeması ve yönetim şemasının farklılığı olabilir, ikisinin karıştırılmaması gerekir. Bununla birlikte, Arizona Wilder, Philippe de Rothschild'in, Prens Charles ve hatta Prens William'ın gerçek babası olduğunu söylemiştir. Rothschildler ile İngiliz Kraliyet ailesi arasında çok eski yıllardan beri kanbağı vardır. Prens William'ın eşi Kate Middleton, yine Rothschildler ile akrabalığı olan Yahudi Goldsmith ailesinden gelmektedir. Kate Middleton-Goldsmith'in kuzenleri Zac Goldsmith ve Ben Goldsmith Alice ve Kate Rothschild kardeşler ile evlenmişlerdir.

Ben James Goldsmith'den stratejik bir tweet :


Çeviri: "Suriye'ye, Kuzey Kore'ye bir bakın. Neden dünya ülkeleri biraraya gelip "birleşmiş milletler" oluşturarak bu şiddete son vermiyorlar?"

Anlamayanlar için, yukarıdaki tweet'in ana fikri tek dünya hükümetidir. Zaten Goldsmith'in vurguladığı "birleşmiş milletler"' de, ondan önceki Milletler Cemiyeti de "barış" bahanesiyle oluşturulmuştu. BM'nin ve ABD'nin Ortadoğu ülkelerine nasıl barış ve demokrasi getirdiğini bilmeyen yoktur. Her ne kadar İngiliz Muhafazakar Partisi Federalizme karşı gibi görünse de, bu partiden olan Zac Goldsmith de şehir devletlerini savunmaktadır. (Şehir devletleri-federal hükümet-tek dünya devleti) Goldsmith'lerin kuzeni Nat Rothschild Rus oligarşisi vasıtasıyla Conservative/Muhafazakar Parti'ye yatırım yapmaktadır.    

Philip Eugene Rothschild ile röportaj yapan David Icke ekliyor:

"Philip Eugene'nin en çok vurguladığı konulardan birisi de, global güç hiyerarşisinin en önemli üyelerinin görünen sıradan yaşamlarının arkasına gizlenerek planlarını dikte ettirmeleri ve aynı zamanda insan kurbanı ritüellerine devam etmeleri."

Amschel Rothschild ve Alastair Sinclair da ritüellerde öldürülmüşlerdir. Medyada ikisinin ölümü de intihar şeklinde gösterilmiştir: Amschel Rothschild kemerle, Alastair Sinclair ayakkabı bağıyla kendini asarak intihar etmiştir.  11 Eylül saçmalığından sonra, Yahudi medyası tekrar fizik kurallarını alt etmeyi başarmıştır.  
Sinclair’in ölümü için rakip ailelerden şüphelenilmektedir, Amschel Rothschild ise yine Rothschild’ler tarafından öldürülmüştür.

Satan, Yahudilerin kendilerinden olanları da öldürdüklerini söylemiştir.  Lilith ise, onların kendi “tanrılarından” (düşman varlıklar:reptilianlar vs) korktuklarını, çünkü bu “tanrıların” onlara acı çektirdiğinden, cezalandırdığından söz etmiştir.
   
Arizona Wilder, Sitchin'i de ritüellerde gördüğünden bahsetmiş, Sitchin için “dezenfermasyon onun işidir” demiştir.  Bir Yahudi olan Zecharia Sitchin, Sümer tabletlerinden yararlanarak Enki'nin Kayıp Kitabı, 12. Gezegen gibi kitapları yazmıştır. Bu kitaplarda Antik Pagan Tanrıları ve onların insanlarla olan ilişkileri, ve hatta Enki/Satan'ın homo erectus'dan homo sapiens'i, yani "insanı" elde etme yönteminden dahi bahsedilmiştir. Ancak çok fazla kasıtlı yanlış bilgilendirme yapılmış, çoğu zaman gerçeklerle taban tabana zıt bir sonuç ortaya çıkmıştır.

A. Wilder/Jennifer Greene, ritüellerde, heksegram-pentegram ve bir tür üçgen şekilin içinde durarak "Old Ones" dedikleri antik reptilianları başka bir boyuttan davet ettiklerini de açıklamıştır.
Wilder, İskoçya'daki Balmoral Kalesi'nde, Glamis Kalesi’nde ve Belçika'daki Chateau des Amerois'de elitler ve kraliyet aileleri için ritüelleri yönettiğini söylüyor. 1994 yılında, Chateau des Amerois'in bulunduğu bölgede, özellikle Belçika eliti ile bağlantılı çok fazla çocuk kurbanı, pedofili ve cinayet açığa çıkıyor ve büyük tepkiye yol açıyor, ancak bunlar örtbas ediliyor.

Arizona Wilder, aynı zamanda Pindar/Philip Rothschild’in Fransa’nın Alsas-Loren (Alsace-Lorraine) bölgesindeki  kalesinin zindan bölümünde de ritüeller yapıldığından söz etmiştir.  Bu kalenin altından yer altı merkezlerine de ulaşılabilmektedir.  

Arizona Wilder, İngiltere Kraliçesi'nin ve Prens Charles'ın da ritüellerde insan kurban ettiklerinden, kan içiminin, kanibalizmin de bu ritüellere dahil olduğundan bahsediyor. İncildeki Eski Ahit'teki şu bölümde emredildiği gibi:
"And thou shalt offer thy burnt offerings, the flesh and the blood, upon the altar of the LORD thy God: and the blood of thy sacrifices shall be poured out upon the altar of the LORD thy God, and thou shalt eat the flesh."
Tanrının altarına kanın doldurulup, kurbanların konması, ve etin yenmesi emrediliyor. (Deuteronomy 12:27 bölümü)

Önceki yazıları okumayanlar ya da doğru kaynaklardan araştırma yapmamış olanlar, reptilianlar ve incildeki (aynı zamanda diğer semavi dinlerdeki) "tanrı" kavramı arasındaki bağlantıdan bihaberdirler. Ciddi araştırma yapanların konuyu doğru anlamaları için diğer yazılara bakmaları gerekmektedir, bu yazıda konu bütünlüğü açısından tekrar edilmeyecektir.

Wilder, ritüellere katılanlardan bazılarını Papa II. John Paul, Kraliçe Elizabeth, Jay Rockefeller, Prenses Margaret, Prens Charles, Prens Phillip, Baron Guy Rothschild ve diğer Rothschildler, Tony Blair, Gerald Ford, Lyndon B. Johnson, Ronald ve Nancy Reagan, Bill ve Hillary Clinton, George Bush Sr. ve Jr., Jeb Bush, Henry Kissinger, Madeleine Albright, Newt Gingrich, ve Bob Hope olarak sıralıyor.

Bu ritüellerin Samhain (Halloween/cadılar bayramı), Yule (21-22 Aralık Kış Dönümü), Beltane (1 Mayıs) gibi zamanlara denk gelmesinin sebebi bu günlerde  dünyanın konumundan dolayı astral iletişimin daha kolay olması ve ökült çalışmaların daha güçlü olmasıdır.  Yahudi konseyleri bu günleri kendi “tanrılarıyla” (griler ve reptilianlar) geçirirler. Özellikle bugünlerde yapılan insan kurban ritüellerini etkisiz hale getirmek için hazırlanmış Torah ters çevirme ritüelleri bulunmaktadır, duyarlı olanlar bu günlerde kendi çalışmalarının yanında bu tip grup ritüellerine de katılabilirler. Böylece sadece klavye devrimciliği yapmamış olurlar.  

13’ler Konseyi, Philip Rothschild’in yönetimde olduğu dönemde Samhain’deki ritüelleri için Long Beach’deki Eastside Hristiyan Klisesi’ni kullanmıştır.  Benzer ritüellere şahit olanlar kliselerin kurban ritüelleri için sıklıkla tercih edildiğini onaylamışlardır.

Başka bir mevzu ise kanbağı. Bilinçli İfşa ve Yeni Dünya Düzeni yazısından alıntılıyorum:

“Soyunuz ne kadar saf olursa o kadar güçlü olursunuz. Bu yüzden Yahudiler sadece kendilerinden olanlarla evlenmeye özen gösterir, karışık kanlıları/melez yahudileri düşük görürler. Kohen geni, özel programlanmış bir gen olduğu için geni taşıyan herkes Yahudidir. DNA, bir önceki jenerasyonun/atanın tecrübelerini, düşünce sistemini de taşır. Bu hem Yahudiler hem de İnsanlar için bilimsel olarak kanıtlanmıştır.”

Arizona Wilder: "Kanbağı olanlar arasında psişik (astral, spiritüel) yetenekleri olan insanları arıyorlar. Ve benim korkunç derecede yeteneklerim vardı. Ben özel olarak seçildim ve yetiştirildim.”
Reptilianları diğer boyuttan çağırmak için fazlasıyla güçlü olunması gerektiğini  ve astral yetenekleri olan insanlara ihtiyaç duyulduğunu da belirtmiştir Wilder.  Zira kişinin enerji seviyesiyle orantılı bir gücü olur  ve reptilianlardan cevap almak için bu güce ihtiyaç vardır. Yine de, ne kadar güçlü olursanız olun, insan kurbanı onlar için şarttır.  

Yahudi global elit, planlarına, reptilianların desteği ve onayı ile devam etmektedir.  (“They are told things by these entities, and they are encouraged to go on with what they are doing. And knowledge is imparted to them through these entities.”)

İnsanların, titreşimleri/frekansları daha yüksek olan boyutları görme yeteneğinden bahseden Wilder, CIA Stargate Projesi kapsamında yürütülen Remote Viewing’in de bu bağlamda geliştirildiğini söylemiştir. 

“…İnsanlar astral olarak bedenlerinden ayrılabilir, geçmişe-geleceğe, başka yerlere gidebilirler.  Bu yeteneklere her zaman sahiptik.”
Arizona Wilder, akıl kontrol çalışmalarını yürüten Janus Grubu'nun ona astral güçlerle birini öldürmeyi öğrettiğinden bahsetmiştir. Benzer yöntemlerle anevrizma ile öldürmeyi öğrenenler arasında yine akıl kontrol mağduru Cathy O'Brian da bulunmaktadır, 'Trance-formation of America' adlı kitabı akıl kontrolü,ritüeller ve reptilianlar konusunda fazlasıyla açıklayıcıdır.  Cathy O’Brian,  özellikle Salt Lake City’deki Mormon Klisesi’nin önemli bir zihin kontrol merkezi olduğunu belirtmiştir.  ABD ordusundan olan bazı kaynaklar ise yine Salt Lake’deki Mormon Tapınağı’ndan yer altı üslerine erişim olduğundan söz etmişlerdir.  Mormon ritüellerinde insan kurbanına şahit olanlar vardır. Bu ritüellerde grilerin de görüldüğü kaynaklarda geçmektedir.

Arizona Wilder, beş yaşındayken, KGB tarafından yürütülen Sovyet bilim adamlarının katıldığı psişik/parapsikolojik deneyler için Leningrad'a götürülmüştür. NDE (Near Death Experience/ölüme yakın deneyim) durumu oluşturmak için buzlu suda boğma gibi teknikler kullandıklarını söylemiştir.

Montauk'da ve daha birçok yerde (Alman askeri üsleri dahil) Monarch Projesi kapsamında çok daha ileri düzey akıl kontrolüne mağruz kalan Andy Pero da benzer deneyimlerden söz etmiştir ("...Another time they put me in a tank of water and sealed the top, to see if I could breath under water. ") http://www.bibliotecapleyades.net/sociopolitica/superman/project_superman_part_3.htm

Andy'nin bahsettiği diğer bir nokta ise klise ve insan kurbanı: 

"Rosicrucians olarak geçen Gül-Haçlı Tarikatı'nın üyeleri genellikle Katolik Klisesi'nden olmakla birlikte diğer güçlü dinlerden de üye barındırmaktadır, Papa'nın kendisi de bu örgüt ile birlikte kadın ve çocuk kurbanı ritüellerini dünyadışı varlıklar/uzaylılar için bedeni ruhdan ayırma teknolojisini anlama üzerine yapılan deneyler kapsamında yürütmüştür."

"Tanrıların bir SS'e söylediğine göre Vatikan'ın grilerle anlaşması vardır: insan ruhlarına karşılık zenginlik ve güç." http://666revolution.blogspot.com/2015/09/spiritualizm-yahudilik-ve-satanizm.html

John Todd/Christopher Collins ise 13’ler Konseyinin kliselerle yaptığı rüşvet ticaretinden bahsediyor: "Bir papazın yarım milyon dolarlık bir çeki rüşvet olarak verildiği zaman geri çevirmesi biraz zordur, hatta bu miktar yükselebilir. Bir klise 2 yılda 8 milyon dolar, diğeri ise bir yılda 10 milyon dolar tutarında rüşvet aldı."

Collins, tüm Hristiyan mezheplerini kapsayan National Council of Churches/Uluslararası Kliseler Konseyi’nin de “onların” kontrolünde olduğunu söylemiştir.

“Onların” kontrolünde olan kuruluşlar arasında başlıca Yeni Çağ ve Neo-Pagan örgütleri, ve Dış İlişkiler Konseyi (Council on Foreign Relations-CFR) gibi globalist düşünce kuruluşları da bulunmaktadır.


IV. Yeni Çağ, Neo-Paganizm ve Grand Druid Council/Büyük Druid Konseyi


“Church of All Worlds” örgütü resmi kaynaklarda Neo-Pagan olarak geçmektedir ve tamamen Yeni Çağcı bir perspektife sahiptir: Tüm dinlerin birleşmesiyle oluşturulmuş tek bir din, tek bir dünya devleti, komunizm odaklı bir eşitlik sistemi ve tabii ki düşman dünyadışı varlıkların hüküm sürdüğü bir gelecek planlamaktadırlar. 

Örgütün kurucusu da hem Yeni Çağcı hem Neo Pagan olarak kaynaklarda geçmektedir.  Church of All Worlds’ün ismi ve amacı “Stranger in a Strange Land” adlı kitaptan uyarlanmıştır. Global elitin planları üzerine kurulu olan kitap, Yeni Çağcı bir Yahudi olan R. Heinlein tarafından yazılmıştır.  Yazara göre kitabın baş karakteri, bir Marslı olan Michael Smith, semavi dinlerdeki Mikail’i temsil etmektedir. Zaten dinlerde “melek” olarak geçen varlıklar genellikle griler (kendilerine ait bir kişilikleri, düşünceleri, vs yoktur) ve düşman nordiklerdir.

Yahudi Heinlein’in Space Cadet adlı kitabı da militarize edilmiş dünya hükümetinin “dünya barışı” getirmesi üzerine kuruludur. Heinlein’in aynı zamanda Ray Bradbury’nin yakın dostu olduğu bilinmektedir. (Bradbury ailesi 13’ler Konseyi üyesidir, Ray Bradbury 1. Dereceden Mary Bradbury’nin soyundan gelmektedir)

Neo-Paganizm ve Wicca, Paganizmin Yeni Çağ öğretileriyle bozulmuş halidir. Collins’in de onayladığı üzere Konseylerde üst rütbelerde olan Yahudi ve Neo-Pagan Isaac Bonewitz, kendisine Neo-druid demektedir. Birçok kaynakta yönetim konseyi “Octagon” veya Grand Druid Council (Büyük Druid Konseyi) olarak da geçmektedir, bunun sebebi druid ökült pratisyenliğinden fazlasıyla yararlanmalarıdır. Zira bilgiler evrenseldir. Yahudi olmaları başka gruplardan çalmalarını hiçbir zaman engellememiştir.  Tam tersine Yahudiler her zaman Paganizm öğretilerini kendi amaçları için çalmışlar, değiştirmişler ve kullanmışlardır.

Isaac Bonewitz’in kurduğu Aquarian Anti-Defamation League’nin görünürdeki amacı ökülte olan düşmanlığa karşı çıkmak olsa da, genellikle Yahudi veya İsrail karşıtı olanlara saldırarak onları anti-semitizmle suçlamaktadır.  (“Aquarian Anti-Defamation League…attacks anyone who criticizes the Jews or Israel, accusing them of “anti-semitism.” –C.L.Collins, Elkton Maryland Baptist Klisesi’nde yaptığı konuşmanın kayıtları, 1978)

Bonewitz, Aleister Crowley’nin Ordo Templi Orientis örgütüyle de çalışmıştır.  

Crowley’in Yahudi Israel Regardie ile kurduğu başka bir tarikat olan Golden Dawn, Rothschild’lerin özel coven/ökült meclisidir ve her üyeyi kendileri seçmektedirler.  Özellikle dinsel pratisyenliği olan her Yahudi’nin grilerle yakın ilişkisi vardır. Golden Dawn’ın ritüelleri buna başka bir örnektir. Bilinçli İfşa ve Yeni Dünya Düzeni yazısından:

"Yahweh'ye kurban ritüelleri yapan örgütlerden birisi Aleister Crowley'in Golden Dawn örgütüdür. Ritüel, bir çemberin etrafına çok tanınmış Gabriel (cebrail), Michael (mikail) vb. gibi gri ırkından olan dünyadışı (E.T.) canlıları astral olarak davet ederek ve Yahweh enerji formunu güçlendirecek kelimeleri seslendirerek yapılır. Benzer ritüelleri, dünyadaki ilk sosyalist devleti Sovyetlerden önce kurmuş olan Cizvitler de yapmaktadır. Şu an ki Papa'nın komünist ve Cizvit olduğu bilinmektedir.Cizvit ritüellerinde genelde bir Haham, Jehova/Yahweh'ye Golden Dawn'ınkine benzer biçimde güç kelimelerinden (words of power) seslendirir, ve insan ya da hayvan kurban eder. Daha sonra 9-inch'lik bir halka yapılıp Demon'lar/Tanrılar zorla çağrılıyor. (9, düşmanın numaralarından biridir ve 9 inçlik halka Tanrılar tarafından hakaret olarak algılanır. Pentegramın etrafına halkayı koyan ve sembolü değiştirenler de genelde yahudi olan wiccan ve Neo-Pagan'lardır)"

Rothschild’in De Beers şirketi vasıtasıyla finanse ettiği 2012 Londra Olimpiyatları’nda Orto Templi Orientis sembolü oluşturulmuştur:






Üst konseylerin diğer üyeleri arasında Dr. Raymond Buckland (1972’deki Labour Day/İşçi Bayramı’nda Texas'daki konsey toplantısına da katılmıştır: Bu toplantıya Philip Rothschild tarafından gönderilen plan çizelgesi günümüzde de uygulanmaktadır),  Gavin Frost (Modernistlerin lideri), Yvonne Collins/Ligina, Jesse Bell, Sheba/Cybil Lee, Louise Shoopna  da bulunmaktadır. Hepsi Yahudi olmakla birlikte, aynı zamanda yeni çağcı ve globalistlerdir. Yeni Çağ’ın Yahudilerin hüküm sürdüğü bir dünya devleti planı olduğunu hatırlayacak olursanız, bir de bu New Agerların düşman Nordiklerle olan yakın ilişkilerini hesaba katarsanız, her şey açıkça ortadır:

Komünist  ("Yeni Çağcı üstadlar komünizmin bütün dünyaya yayılması için gereken herşeyin yapılmasını istemişlerdir." "Rothschild'ler ilk gizli komunizmin sadece haznedarları değil, doğrudan başkanlarıydılar. ") 
Tek dünya devleti  ("İsrail'in Kralı, Avrupa tarafından ona sunulan tacını giydiği zaman dünyanın yöneticisi olacaktır." –Siyon Protokolleri   “Bizim kurmak istediğimiz birlik Fransız, İngiliz, Alman değil, Yahudi ve evrensel bir birlik olacaktır.” –James Rothschild III)  
Tek dünya dini  ("...Yahudi tek-tanrısının bayrağı en uzak kıyılarda bile dalgalanacaktır" - James Rothschild III)

"Direk Lilith'in söylediğine göre, komünizm reptilianlar ve grilerin sistemidir. Reptilianlar, isimsiz, duygusuz ve sadece numaradan ibaret olan köle işçiler kullanırlar. İnsanları da benzer biçimde köleleştirmek istiyorlar."

Yahudiler  dünyayı kendi "tanrıları" için hazırlıyorlar.

"Biz buraya kendi gezegenimizdeki Düzeni getirmeye geldik." -Haham Laitman

Plan tamamlandığı zaman kendi "tanrılarına" devredecekler.

V.  Council of 500/500’ler Konseyi


500’ler Konseyi  üyeleri arasında Rockefeller, Goldsmith, Sassoon, DuPont, Kennedy, Onasis, Plantagenet, Krupp, Bruce, Astor, Vanderbilt, Guggenheim, Cummings, Cunningham, Carnegie, Bundy, Morgan, Warburg, Schiff gibi Pilgrim örgütü üyesi Yahudi bankerler ve diğer bazı kraliyet mensupları (bir dönem Kraliçe Juliana dahil olmak üzere) sıralanmaktadır.

Rakovsky Protokolleri’nden:

“Wall Street’deki Kuhn,Loeb&Co. Bankası ve bu bankanın sahipleri olan Schiff, Warburg, Loeb ve Kuhn aileleri…Baruch, Frankfurter, Altschul, Cohen, Benjamin, Strauss, Steinhard, Blum, Rosemann, Lipmann, Lehman, Dreyfus, Lamont, Mandel, Morgenthau, Ezekiel, Lasky isimlerini verebilirim.
... Bütün bunlar aslında tek bir aile gibidir, çünkü birbirleriyle evlenmişlerdir.”  - Sovyet Büyükelçisi Christian Rakovsky, 26/1/1938 tarihindeki sorgu kayıtları

Yahudi global elitin en çok finansal operasyonlarında yukarıda geçen isimlere rastlamanız mümkün olur.  Örneğin Jacob Schiff, komünist devrimin en çok öne çıkan finansörlerinden biridir; Nathan Rothschild’in Karl Marx’a yazdığı çekler tarih sahnesinde daha geri planda kalmıştır. Zira Rothschild’ler (son on yıl hariç) tam anlamıyla “perde arkasında” olmayı tercih etmişlerdir.  

Rakovsky’nin bahsettiği Lipmann ailesinden olan Walter Lipmann, ülkelerin iç ve dış politikasını belirleyen kısaca kuklaları yöneten düşünce kuruluşlarından olan RIIA (Royal Institute of International Affairs-günümüzde Chatham House) üyesidir ve asıl yöneticisi David Rockefeller olan CFR (Council on Foreign Relations/Dış İlişkiler Konseyi)’nin kuruluşunda önemli rol oynamıştır.  Bu düşünce kuruluşları, tıpkı ülkelerin geleceğine yön veren; finansörlerin, elitlerin, hatta NSA,MI6 gibi istihbarat örgütlerinin direktörlerinin, kraliyet mensuplarının, çeşitli ülkelerin başkanlarının katıldığı Bilderberg toplantıları gibi genellikle 500’ler Konseyi’nden üye barındırır.

Neredeyse bütün ABD başkanlarının ve politikacılarının da belirli bir derece akrabalıklarının olduğunu (hatta Clinton ve Donald Trump 19. dereceden kuzendirler), özellikle İngiliz Kraliyetiyle olan akrabalıklarını bilenler vardır. 13’ler Konseyi üyesi aile Putnam/Collins’lerin kuzen ailesi Lowell/Lowle’lar da 500’ler konseyi üyeleri arasındadır. Percival Lowle’nin neslinden gelenler arasında eski ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney bulunmaktadır. Pilgrim üyesi Bundy ailesinden gelen McGeorge Bundy JFK ve Lyndon Johnson’a ulusal güvenlik danışmanlığı yapmıştır.  Yine 500’ler üyesi ve Rothschildler ile akraba olan Sassoon, dönemin İngiltere Başbakanı  Lloyd George’a Paris Barış Konferansı süresince danışmanlık yapmıştır,  Jerobeam Rothschild da (George Mandell adı altında) Fransız Başbakan Clemancau’ya benzer bir şekilde hizmet vermiştir.

Lance Collins, CFR’ın kıdemli üyelerinin David Rockefeller tarafından seçildiklerini, ve bu kişilerin her konuda tam bilgi sahibi olduklarını açıklamış, ayrıca Trilateral Commission’ın da CFR’ın iç konseyi olduğunu belirtmiştir. Trilateral, globalist bir örgüt olup kurucuları arasında Marxist görüşlere sahip Zbignew Brezezinski bulunmaktadır. ABD başkanlarına danışmanlık yapmış olan Z. Brezezinski’nin bir konuşmasından:

“Teknetronik toplumlarda eğilim, iletişim tekniklerinin duyguları manipüle etmek ve iradeyi kontrol etmek için kullanılması yönünde gibi görünüyor. İnsanlar gittikçe manipüle edilebilir hale geliyorlar. Biyokimyasal yollarla insanları kontrol etmek kolaylaşıyor. Geniş çaplı akıl kontrolü için kimyasalların kullanılması seçeneği bulunuyor."  ("In the technetronic society the trend seems to be toward…effectively exploiting the latest communication techniques to manipulate emotions and control reason.... Human beings become increasingly manipulable and malleable ... the increasing availability of biochemical means of human control ... the possibility of extensive chemical mind control.... ")

Federal Reserve’in kurulmasında, savaşların finanse edilmesinde, global hükümetin kurulmasında en büyük rolü oynayan ailelerden biri olan Warburg’lardan, bir dönem CFR başkanı olan James Paul Warburg, ABD Senatosu’nda şöyle bir açıklamada bulunmuştur:

“İstesek de istemesek de Dünya Hükümeti’ne sahip olacağız. Tek sorun, Dünya Hükümeti’ne işgal ile mi yoksa anlaşma ile mi ulaşılacağıdır.”  (“We shall have World Government, whether or not we like it. The only question is whether World Government will be achieved by conquest or consent.” (James P. Warburg, United States Senate, February 17, 1950)