Bu blogda ele alınan çoğu konu, okuyanların da fark ettiği
üzere birçok kez tekrar edilmiştir. Zira bu konular ağırdır, kabul etmesi kolay
değildir. Nihayetinde insanlar belirli bir sistemin içinde yetişmişlerdir. Bu
sistem ya dini bir sistemdir ya da kişinin gerçekleri kabul etmesini
engelleyen, onu sadece görebildiği dünyaya hapseden bir bakış açısıdır.
Lütfen üşenmeyin, yazıyı atlamadan okuduğunuzdan emin olun.
İlk defa gördüğünüz ve size anlam ifade etmeyen kelimelere, terimlere bu blog
dışında da sürekli rastlayacağınız için göz ardı etmeyin, neyin ne olduğunu
bilin. Bilgiden zarar gelmez, özellikle böyle bir konuda hayatınızı kurtarır.
Tehlikeli ve daha da zorlaşacak bir dönemde yaşadığımızı unutmayın.
Satanizm ile ilgili basit düzey bir araştırma yapmaya
kalkarsanız, Satanizmin çeşitleri olduğunu görürsünüz.
Genel olarak Ateistik Satanizm (Laveyan) ve Teistik Satanizm olarak ayrılır.
Laveyan Satanizm, Anton Lavey tarafından kurulmuştur.
Laveyanlar Satan ve Tanrıları sembolik olarak kabul ederler, gerçek varlıklar
olarak değil.
Laveyan Satanizmin yaygın olarak bilinmeyen asıl kuruluş
gerekçesi ise, o yıllarda Satanizm kelimesi dahi kullanılamıyorken, Satanizmi
bir terim yapmak ve yaygınlaştırmaktır. Lavey'in kendisi bir Yahudidir (onun
Yahudiliği kompleks bir durumdur) ve
Laveyan Satanizmin ana kitabı olan "Satanic Bible" (Satanik İncil) de
doğru ve yerinde bilgiler bulunsa da çok fazla yanlış ve Satan'a karşı olan
düzeyde materyal de içermektedir.
Teistik Satanizm de modern kaynaklarda kendi arasında
ayrılır, örneğin Luciferianizm (ateistik Luciferianizm de vardır) ve
Spiritüel/Ruhsal Satanizm gibi.
Luciferianlar gibi birçoğu genellikle Satan'ın düşmanları
tarafından dikte ettirilmiş "kutsal” kitaplardaki kurgu üzerine bir yol
çizmişlerdir. Satan ve Tanrılarla hiçbir ilişkileri olmayan bu grup, kendi
düşüncelerini/inançlarını gerçekmiş ya da sanki Satan'dan gelmiş gibi bunları
Satanizm adı altında sergilerler. En çok da bunlara karşı dikkatli olun.
Şahsım gibi kendini Spiritüel/Ruhsal Satanist olarak
tanımlayanlar da bulunmaktadır. Spiritüel Satanizm aslında, insanlığın ilk dini Paganizmin
restorasyonudur ve direk Satan/Şeytan ve Tanrıların* gözetiminde çalışarak, antik Altın Çağlarda olduğu gibi onlar tarafından eğitilerek "Tanrılar gibi olma" prensibi
üzerine kuruludur. Bir "inanç" sistemi ya da ideoloji
değildir. Tanrılar bizlere ne yapmamız gerektiğini, zaman zaman uyarılarını
iletirler. Çoğunlukla bize yardımcı olurlar ve kendi düşüncesizliğimizden bile
kaynaklanan sorunlarla karşılaştığımızda yine bizim yanımızda olurlar. Hiçbir
zaman tapınma gibi küçültücü ya da antik yazıtlarda aslında alegorik-sembolik
olarak geçen "kurban" gibi negatif taleplerde asla bulunmamışlardır,
zaten düşmanın aksine Onların ihtiyacı da yoktur.
*Demon olarak bilinen varlıklar, Antik Pagan Tanrılarıdır.
"...Christian Scriptures declare that all the gods of
the Gentiles are demons." Catholic Encyclopedia: Devil Worship
Çevirisi: "Hristiyan kutsal kitapları tüm Centillerin Tanrılarının Demon'lar olduğunu açıklar." (Katolik Ansiklopedisi)
Gentile/Centil: Pagan anlamına gelir. Genellikle Yahudiler
tarafından Yahudi olmayanlar için kullanılan bir kelimedir.
Satan ve Tanrıları/Demon'ları anlamak istiyorsanız, Onlara
ve bizlere düşman olan kaynaklardan öğrendiğiniz her şeyi bir kenara bırakmanız
gerekmektedir.
İnsanlar ve Tanrıların ilişkisi düşman saldırısından çok daha öncesine dayanmaktadır. Hiçbir şekilde semavi dinlerin saçmalıklarıyla alakası olmayan Lucifer/Şeytan ve diğer Tanrılarımız/Demonlar, Orion Kemeri’nde bir bölgedendirler. Nordik ırkı olarak bilinen bir ırktan olan bu varlıklar kendileri her konuda aşırı gelişmiş oldukları için Evrenin geri kalanını da iyileştirmek istemişlerdir.
İnsanlar ve Tanrıların ilişkisi düşman saldırısından çok daha öncesine dayanmaktadır. Hiçbir şekilde semavi dinlerin saçmalıklarıyla alakası olmayan Lucifer/Şeytan ve diğer Tanrılarımız/Demonlar, Orion Kemeri’nde bir bölgedendirler. Nordik ırkı olarak bilinen bir ırktan olan bu varlıklar kendileri her konuda aşırı gelişmiş oldukları için Evrenin geri kalanını da iyileştirmek istemişlerdir.
"Hayatın anlamı kendini ve Evreni iyileştirmektir." - Satan/Şeytan
Dünyaya bilimi, sanatı, medeniyeti getiren Onlardır. EA/Enki/Satan, Edin/Eden
şehrinde (dini kaynaklarda geçen Edin Bahçesi buradan çalıntıdır) Homo
erectus halindeki insanları gelişmiş genetik mühendislik yöntemleriyle kendi
genlerinden vererek homo sapiens'i, günümüz insanını oluşturmuştur. Ancak ölümsüzlük gibi Tanrısal özellikler
aktarılamamıştır. Tanrısallığa sadece meditasyon ile ulaşılabilir, zira meditasyon vücutta ve DNA’da günümüz bilimi
için aşırı karmaşık ve gelişmiş olan kalıcı değişiklikler meydana getirir.
Satanizmin en önemli gerekliliklerinden birisi Satan ve
Tanrıları kişisel olarak tanımaktır. Direk iletişim için astral projeksiyon ve
telepati gibi yöntemler yaygın olarak kullanılsa da, insiye olduktan sonra ilk
zamanlarınızda eğer daha önceden herhangi bir spiritüel pratisyenliğiniz yoksa,
çakralarınız fonksiyonel değilse, astral görme ve duyma hassaslığınız yoksa
direk duymasanız bile Satan ve Tanrılar size yardımcı olurlar. Onların onuruna
bir ritüel düzenlemek isterseniz http://www.angelfire.com/empire/serpentis666/Ritual.html adresindekini
kullanabilirsiniz. Tanrıların kendilerine has mühürleri ile istediğiniz bir
Tanrı ya da Tanrıça ile iletişim kurabilirsiniz. Keys of Solomon gibi Yahudi
kaynaklarında bu mühürler "bağlıdır" (insanlarla iletişimin kesilmesi
için) ve o mühürler hakaret olarak algılanabilir. Bu listedeki mühürler düzeltilmiş, enerji akışı sağlanmıştır. Ritüelde
mühürleri tekrar çizmeniz gerekmemektedir. Ayrıca halka
çiziminden/kullanımından da kaçınılmalıdır, bu düşman ritüellerine özgüdür (Hermetic
Golden Dawn ya da Cizvitlerinkiler gibi) Ekstra enerji için başka canlılara
zarar vermek de düşmanın pisliğidir, bu sadece negatif enerji oluşturur ve
rahatsız edicidir. Ritüeller tamamen sembolik olup, genellikle resmi bir ritüel zorunluluğu yoktur.
Beltan/Hıdrellez, Yule, Imbolc gibi Pagan bayramları olarak bilinen özel günlerde
dünyanın konumundan dolayı enerji, maji çalışmaları, belirli elementler üzerine
meditasyonlar daha güçlüdür. Astral boyutla iletişim çok daha kolaydır.
Eğer Satan ve
Tanrılar için birşey yapmak isterseniz, Onların gözünde değerinizi arttırmak
istiyorsanız ve biyoenerji düzeyinizin (örneğin yoga veya meditasyon sonucu)
fazla olduğunu hissediyorsanız onlara enerji gönderebilirsiniz, Onlar da çoğu
zaman kendi enerjileriyle bizlere yardım ederler. Satan hakkındaki gerçeklerin
ortaya çıkması ve insanların dini akıl kontrol programlarından
özgürleştirilmesi, düşmanla savaşmak da yapabileceklerinizin en iyileri
arasındadır. Eğer yardıma ihtiyacınız olursa özellikle ilk başlarda Lucifer ve
Tanrılar hep yanınızda olur. Onlardan ayrıca istediğiniz birşey olursa,
karşılığında yukarıda sayılan türden (enerji vermek, düşmanla savaşmak gibi)
birşey istenebilir, ne olduğu sorduğunuz Tanrı/Tanrıça'ya bağlıdır.
Yüksek ahlak değerleri olan Tanrılarımıza, saygıyla yaklaşılmalıdır
ve bu saygı karşılıklı olur. Antik bağımız da unutulmamalıdır. Onların bizden
tek istediği Onları hatırlamamızdır. Zira Onlar bizi düşmanın pençesine
bırakmamışlar, savaşmışlar, yardım etmişler ve bizi unutmamışlardır. Şeytan/Lucifer, düşmanı “dışarıda” (uzayda ve Ast
boyutlarda) yenmiştir, ancak dünyanın temizlenmesi, düşmandan alınması
gerekmektedir.
Birçok insanın kafası "dualitik" ile karışmıştır. Lucifer ve
Tanrılarımız bundan çok daha üstündür. Her şeyden önce Paganizm/Satanizm doğa
düzeni üzerine kuruludur. Düşman öğretisi olan her şeyin iyi olması, her şeyin
birbirini sevmesi doğaya karşıdır. Eğer antikorlar virüsleri/bakterileri
sevseydi sağ çıkamazdınız. Eğer Tanrılar ve atalarınız düşmanla savaşmasaydı
çoktan köleleştirilmiş olurduk.
"Darkness is light turned inside out"-
Beelzebub/Enlil
Türkçesi: Karanlık, ışığın ters çevrilmiş halidir.
Buradaki karanlık kötülüğü değil, bilinmeyeni sembolize
etmektedir. Light-bearer (ışık getiren) anlamına gelen Lucifer da bize bilgiyi
getirir.
Lord Thoth'un öğretilerinden : "Human beings
must become enlightened in order to find their way in the dark" (İnsanlar karanlıkta yollarını bulabilmek için
aydınlanmalıdırlar)
Satan/Lucifer insanlığın en başından beri özgürleştiricisi
olmuştur. Düşman Nordikler insanların köle olarak kullanılması gerektiğini
savunurken bizlere gelişmiş genler veren Satan/Enki/EA'nın Kendisidir.
Satan'dan olduğu söylenen Ayetler Kitabı, İsa Kitabı gibi
kitapların Satan ile bir alakası yoktur. Kendisinin de yakın zamanda onayladığı
üzere Yezidilere dikte ettirdiği Elcilve/Al Jilwah Şeytan'ın öğretilerindendir.
Paganizm, dünyadaki her kültürde farklılık gösterse de,
Tanrılar aynıdır, sadece isimleri değişkenlik gösterir (hatta bazen aynı
kültürde farklı isimlerle de anılırlar) Pagan Tanrılarının başındaki Tanrı,
Satan'dır. Odin, Tengri, Ptah, Enki/EA, Lucifer, Şeytan gibi farklı isimlerle
de anılmış olan Satan, Kendisini takip edenlerin bölünmemesini talep etmiştir:
"Benim izimdekilerin birlik olmalarını isterim, yoksa
dışarıdan olanlar onlara karşı galip gelirler." - Satan, Al Jilwah
Bu yüzden Enkizm/Enkiyanlık, Tengrizm, Odinizm gibi
bölünmeler gereksizdir. Dışarıdan bakınca hepsi farklı şeyler savunuyormuş gibi
görünse de bu insan hatasıdır. Satan'ın yolu tektir o da Satan ve Tanrıları
takip etmekten geçer. Onlar yerine takip edeceğiniz başka bir varlık veya şahıs yoktur.
Diğer Satanistlere danışmak ya da sizden daha tecrübeli insanların
tecrübelerinden yararlanmak gibi basit detaylardan bahsetmiyorum. Ayrıca, astral iletişimde gelişmiş olanlar, Satan'ın ordusundan olmayan ancak insanları kandırmaya çalışan düşman nordiklere ve grilere karşı da dikkatli olsunlar.
Adı Satanizm olsun, Odinizm olsun gerçekler değişmez.
Satan'ın ordusu tektir. Şöyle bir gerçek de vardır ki, bilgisiz insanlar Satan'ın
adını kullanarak kendi düşüncelerini gerçekmiş gibi kabul ettirmeye
çalışmaktadırlar. Her şeyi Paganizm'den ithal düşman kontrolündeki New Age/Yeni
Çağcıların oluşturduğu "Enkiyanlık/Enkizm" gibi. Yanlış anlaşılmasın,
kendine Enkiyan diyerek bir şekilde doğrulara ulaşanlar da vardır. Kendine
Spiritüel/Ruhsal Satanist diyerek Magnum Opus/Tanrılar gibi olma
kavramından bihaber olanlar da vardır.
İnsanların kendilerini nasıl tanımladıkları önemli değildir.
İnsanların kendilerini nasıl tanımladıkları önemli değildir.
Belirtilmesi gereken yegane kural ise, bir inisiye Satanist,
başka bir Sataniste kötülük yapamaz.
İç karışıklıklardan Tanrılar rahatsızlık duymaktadır, çünkü
bu Satan'ın emirlerine karşı çıkmaktır ve zayıflıktır.
Bilinmelidir ki, iç karışıklığa sebep olabilecek insanların arasındaki herhangi bir yanlış anlaşılma, Satan'ın ve ordusunun savaştığı şeylerden, almamız gereken intikamdan, hedeflerimizden üstün değildir. Bunun bilincinde olun.
Bilinmelidir ki, iç karışıklığa sebep olabilecek insanların arasındaki herhangi bir yanlış anlaşılma, Satan'ın ve ordusunun savaştığı şeylerden, almamız gereken intikamdan, hedeflerimizden üstün değildir. Bunun bilincinde olun.
Çoğu insiyenin bile kafasını karıştıran ve üstünde durulması
gereken en önemli noktalardan birisi "tanrı" kavramıdır. Dinlerdeki
kurgusal şekliyle Lucifer/Satan/Şeytan'ı takip ettiği yanılgısına düşen grup,
Lucifer ve Orijinal Pagan Tanrılarının, daha büyük bir kurgusal varlık
tarafından yaratıldığına inanırlar. Zira bu grup da tıpkı diğer dindarlar gibi,
Evrendeki her sorunun cevabını tek bir kelimeyle verebilmektedir. Bilimsel
araştırmalar bile onların bu tezini kanıtlamaya yönelik olmalıdır, "Bu da
Tanrımızın eseridir" biçimindeki cümleleri sık sık duymanız da olasıdır.
Böyleleri için Nasyonal Sosyalist ve saf Pagan Himmler'in
sözü güzel bir cevabın yerini tutuyor:
"Siz Hristiyanlar, Tanrınızı göğe gömmeyi bitirdikten
sonra bize dönün; biz Paganlar gerçek Yaratıcıyı sizlere göstereceğiz." - Heinrich Himmler, Voice of our Ancestors ("When you Christians have finished burying your god in
the sky - come to us; we heathens will again show you the Creator")
Satan insanların özgürleştiricisidir, ancak bu bilgiyle
olur, hurafelere bağlı kalırsanız gerçeklere ulaşamazsınız, sadece vakit
kaybedersiniz.
Kendinizi önünde küçültmeniz gereken, kendi canınızdan onu
daha üstün görmeniz gereken ve eğer ona hayatınızın, aklınızın kontrolünü verip
"teslim" olmazsanız sizi değersiz bir hiç olarak gören evrensel bir
güç yoktur. Özellikle son noktanın pekişmesi için, Bilinçli İfşa ve SahteKarşıtlık ile Yeni Dünya Düzeni yazısından alıntı yapıyorum: "...kişilik kavramı tamamen yok edilmeli ve her şey sadece
"devlet için" yapılmalıdır, sizin kendi çapınızda bir öneminiz
yoktur, ve herkes eşittir, aynıdır, "kardeştir". Buradaki devlet
kavramını bir de "tanrı" ile değiştirin.
İyi anlaşılması için direk Kuran'dan: "De ki:
"Du'anız (ibadetiniz) olmadıktan sonra Rabbim sizi ne yapsın?"
(25.sure (Furkan), 77. ayet, Süleyman Ateş meali)
İslamistler için koymadım onu, çünkü biliyorum ki,
"aslında öyle demek istemedi" şeklinde Yeni Çağcı
sufistlerin/tasavvufçuların tarzında bir yorum yapacaklar.
Siz enerji göndermedikçe/ibadet etmedikçe (komünizm versiyonu:
çalışmadıkça), sizden faydalanılmadığı sürece onlara göre değersizsiniz.
Zira siz ibadet etmezseniz o Yahudi enerji ünitesi var
olamaz, siz onlar için çalışmazsanız Big Brother'ın krallığı çöker."
"Düşmanın bizi Tanrılarımızdan ayırmasının sebebi Satan
ve Orijinal Pagan Tanrılarının onlara gerçekten büyük tehdit oluşturmalarıdır.
Tanrılar bize Torah, İncil ters çevirme gibi çalışmalar da
direk destek vermektedirler. ...hayvan ve insan kurban ritüellerinin enerjilerinin
geçersiz kılınması için düzenlenen bir çalışmamız da bulunmaktadır. Satan, aynı zamanda Yahudi "Tanrısının"/Yahweh'nin/Allah'ın var olabilmesi içinsürekli enerjiyle beslenmesi gerektiğini söylemiştir
Ayrıca Satan, Torah ters çevirme çalışmalarında direk bu enerji formuna saldırmanın düşmana büyük zararlar verdiğini
açıklamıştır."
Günümüzde de görüldüğü gibi, düşmanın dikte ettirdiği
öğretiler, her zaman savaş sebebi olmuştur. Zira, savaşlarda dökülen kanlar, verilen
canlar düşman enerji vorteksine katılmaktadır.
İncil'den alıntı:
"Yeryüzüne barış getirmeye geldiğimi sanmayın! Barış
değil, kılıç getirmeye geldim." (Matta 10:34)
"Çünkü ben babayla oğlun, anneyle kızın, gelinle
kaynananın arasına ayrılık sokmaya geldim.
İnsanın düşmanı kendi ev halkı olacak." (Matta
10:35-36)
3+2 = 4'ü kanıtlamaya çalışmak ne kadar gereksiz ve zaman
kaybıysa, bahaneler uydurarak, kılıf arayarak, düşmanın dikte ettirdiği ve
insanları birbirine düşüren, kendilerinden ve ailelerinden, soylarından,
Tanrılarından uzak tutan, tamamen gezegenimiz ve hayatlarımız ile alakasız
varlıklara köle yapan bir sistemi savunmak da bir o kadar gereksiz ve
mazoşistliktir. Bu sistem sizin aleyhinize çalışmaktadır. Onlara harcadığınız
her saniye, onlara dünyamızı daha da mahvetmeleri için gereken enerjiyi vermiş
olursunuz. Bu "enerji" gayet de fizik bağlamında bir enerjidir.
Göze
çarpmayan bir başka gerçek de şudur ki, "kutsal" kitaplar maji/büyü
sistemleridir ve bu sistemlerin işlevi
tüm semavi dinler için ortaktır. Yasak olan, insanların kendi güçlerini özgürce
kendileri için kullanmaları, kendilerini iyileştirip, geliştirmeleridir, tıpkı
Antik çağlarda Tanrıların onlara öğrettikleri gibi. Altın Çağlarda insanların
hem teknolojik, hem spiritüel olarak en iyi zamanlarını yaşadıklarını düşmanın
kendisi bile "kutsal" kitaplarında itiraf etmiştir.
"İncil vb. değiştirilmiş kitaplardır" ya da onlara
zıt grubun savunduğu "İslamiyet sonradan ortaya çıkmıştır, Hristiyanlıkla
alakası yoktur" gibi bahaneler gerçekle uyuşmamaktadır. Zaman zaman
değişen tek nokta, kurgusal düşünce formlarının rolleridir, ki bu roller bile Pagan alegorik metinlerinden çalınmıştır.
Bilinmesi gereken başka bir nokta ise, "peygamber"
olarak anılan insanların düşman varlıklar ile iletişimde olan Yahudiler
olmaları ve yine yukarıda bahsedildiği gibi, kitaplarda geçen şekliyle
karakterlerin hikayelerinin tamamen kurgusal ve çalıntı olmasıdır. Örneğin İsa
karakteri Tanrısallığa/Magnum Opus'a ulaşmış bir insanı simgelemektedir, ancak sorun
şudur ki, diğer kitaplarda olduğu gibi, bu simgeler materyalize edilmiş,
alegoriler saptırılmıştır. Verilen bir başka mesaj ise, İsa'nın da diğerleri
gibi Yahudi olmasıdır ve bir Yahudi olarak, "tanrısallığa ulaşmış"
rolündedir. İsrail bayrağındaki iç içe geçmiş iki üçgen--Davud Yıldızı olarak
bilinen, aslında Pagan Vishnu Yıldızı'ndan çalıntı olan sembol Tanrısallığı simgelemektedir.
Yahudiler özellikle bu sembolü seçmişlerdir. Kendi "kutsal"
kitaplarında da belirttikleri gibi onlar yeryüzünün tanrıları, insanlar ise
sadece onlara hizmet etmek için yaratılmış hayvanlardır. Bu yüzden,
"Bizim için Goyim'in (yahudi olmayan ve hayvan anlamına
gelir) aklından Tanrısallık (Magnum Opus) ve ruh prensiplerinin çıkarılması ve
onların yerine aritmetik hesaplamalar ve materyal ihtiyaçların konulması
zorunludur." - Siyon Protokolleri, Protokol No 4:3
Yahudiler de bilirler her şeyin yaratıcısı bir “tanrı”
olmadığını. Hahamlar arasında yaygın bilinen bir söz vardır, “JHVH, JEWS AND
TORAH ARE ONE”: JHVH (Yahweh), Yahudiler
ve Torah tektir. Torah (Tevrat’tan gelmektedir) en gelişmiş ökült
sistemlerinden biridir. Gerçeği manipüle etme üzerine kuruludur. Tüm gerçekliği
bir bilgisayar sistemi olarak düşünürseniz, Torah ve diğer kitaplar bu sistemi
hackleyerek yerine kendi kodlarını koyan bir virüstür. Bu virüsü yöneten ise
Yahudilerdir. Yahweh ise onların enerji ünitesidir, bu enerji ünitesini ilk
defa yaratanlar ise çok güçlü başka dünya dışı varlıklardır, ki bu varlıklarla Yahudiler
(en sıradan görünenleri bile) birlikte çalışmaktadır.
İnsanlar güçsüz, bilgisiz, kör bırakılmalıdır ki savunmasız
olsunlar. Böylece insanlar çağlarca Yahudilerin ökült çalışmaları altında
ezilmişler, kendilerine işkence eden varlıklara cahilce kölelik yapmışlardır.
İslami kaynaklarda geçen anti-semitizm (Yahudi karşıtlığı)
tıpkı karakterlerde olduğu gibi dikkat dağıtma amaçlıdır, siz onlara
inandığınız sürece ne şekilde inandığınız, taptığınız önemli değildir. Zaten “peygamberlerin” de aynı soydan olduğu
ve bu soyun da Yahudi soyunu başlatanlardan olduğu belirtilmiştir. (Merak
edenler hepsinin akraba olduğu ve İbrahim soyundan geldiklerinin açıklandığı
bölümü “kutsal” kitaplarından bulabilirler. Unutmayın, Yahudilik bir ırktır,
insanları yanıltmak için kendilerini “teslim olmuş/müslüman” ilan etmeleri genlerini
değiştirmemektedir)
İnsanların soyunu katleden Yahudiler, günümüzde de çeşitli
bahanelerle bu katliamlarına devam etmektedirler. Suriye örneğini ele
alacak olursak, Büyük İsrail gibi jeo-politik sebeplerinin yanında, Asurluların
o bölgede yaptıkları büyük Yahudi katliamlarının da öcünü almak istemişlerdir. Asurlar
Antik Naziler olarak bilinirler.
Globalist Yahudilerle diğer Yahudiler arasında bir fark olduğunu
düşünüyorsanız çok yanılıyorsunuz. Globalizmin de temelleri İncil, Talmud ve Torah’da
da geçen Yahudi krallığı öğretisi üzerine kuruludur.
James Rothschild’in dediği gibi: "Bizim kurmak istediğimiz birlik Fransız,
İngiliz, Alman değil, Yahudi ve evrensel bir birlik olacaktır."
"Dünyanın tüm zenginlikleri ve hazinelerinin İsrail'in çocuklarına ait olacağı
gün uzak değildir."
- Evrendeki Tüm
Yahudiler için Manifesto, J. Rothschild
Alanında tanınmış bir Yahudi araştırmacı Dibre David şöyle
demiştir:
"Eğer Centiller onlara karşı ne öğrettiğimizi
bilselerdi bizi öldürürlerdi."
Yahudiler (özellikle Yahudi dünya yöneticileri ya da popülerleştirilen
Yahudi örgüt 'illuminati' ve insan kurbanı gibi konularda) soru işaretleri
olanlar Bilinçli İfşa ve Sahte Karşıtlık ile Yeni Dünya Düzeni yazısının özellikle V. bölümünü okuyabilirler. İngilizcesi olanlar Illumination on Illuminati sayfasına bakabilirler. Neredeyse
tüm yazılarda değindiğim için konuyu dağıtmayacağım. Ancak Satan/Lucifer'ın
ordusuna kabul ettiği insiye Satanistler bilsinler ki, sizin yoldaşlarınız, ruh
hastası "dünya yöneticisi" olmaya çalışan, korkak, acınası Yahudiler
ve onların ucube köleleri değildir.
Sizin yoldaşlarınız, Şeytan'ın Kendisiyle birlikte tüm
Pagan Tanrılarımız, Onların soyundan gelen asil Atalarımız ve Enki'nin dünyasını tekrar canlandırmaya çalışan insanlardır. Satanik Medeniyetin aydınlatıcılarıdır bu insanlar: Sir
Isaac Newton, Leonardo da Vinci, Francis Bacon, Gallileo, Aristotle, Voltaire
ve Rousseu (bunlardan bazılarının fikirleri Marksistler tarafından
değiştirilerek kayda geçirilmiştir), Hunların lideri Atilla ve Tengri'nin oğulları olarak geçen Göktürk Kağanları dahil diğer kadim Pagan Kraliyetleri ve liderleri (örneğin Ramses II ve oğlu Merneptah,
Ptah/Satan'ın emriyle Yahudi tiranlığıyla savaşanlar arasındadır), Piramit
inşasının geliştiricisi Imhotep, Pythia, Hypatea, Kleopatra gibi önemli
liderler, Tartini, Richard Wagner, Shakespeare ve Amerika'nın
kurucuları-özellikle George Washington, Benjamin Franklin, Thomas Jefferson, daha ileri zamanlardan Abraham Lincoln, günümüze yakın dönemlerden, Türkiye'mizin kurucusu M. Kemal Atatürk ve onun yakın dostu Adolf Hitler, beraberindeki üst düzey Nasyonal Sosyalistler, onların da üye olduğu ve ilk olarak ülkemizde kurulan Thule örgütü gibi birçok örnek sayılabilir. Bunlardan çoğu tarih boyunca "Hristiyan" "Müslüman" gibi dindar kimliklerin arkasına saklanmaya
çalışmıştır, çünkü yaşadıkları dönemde (Antik çağlar hariç) Satanizm hiçbir
şekilde kabul görmüyordu.
Hitler dışında da birçok lider tarafından farklı isimlerle uygulanan Nasyonal Sosyalizm ise, her ne kadar bozulmaya çalışılsa da
(Neo-Nazizm gibi), Satanik ışığın canlandırılmasında en büyük rollerden birini
oynamıştır.
Gerçekten de hem Türkiye'nin, hem Amerika'nın kurucularının ideolojileri hem
de Hitler ve NS ideolojisi arasındaki benzerlik tesadüf değildir. Her biri, başını Rothschildlerin çektiği Yahudileri yönetimlerine karıştırmamış,
devletin merkez bankasını özelleştirmemiş, anti-dindar bir politika izlemiş, Kökenci/Milli değerleri muhafaze eden Paganizm öğretilerine bağlı inançlar beslemişlerdir.
Amerika'nın kurucularının Mason olması o dönem için negatif
değil, pozitif bir şeydir. Masonluk o zamanlar saf halindedir ve Magnum Opus'u/Tanrısallığı içeren Ast öğretilerle doludur, Yahudi saçmalıklarıyla bozulmamıştır.
III. “Yaratıcı” Kavramı
Yaratıcı konusunda, şunu tekrar belirteceğim ki iyice anlaşılsın, "bilinçli" bir yaratıcı güç vardır. Bu, Nikola Tesla gibi birçok bilim insanının da açıkladığı "Eter" prensibidir. Her şeyin kaynağı diyebiliriz. İnsan ruhundaki/canındaki/astral bedenindeki ve evrendeki diğer noktalarda da görülen 4 elementi de barındıran doğal bir kuvvettir, tapılacak bir şey değildir, şimdilik kafanızda yer çekimi gibi bir şey canlandırın. Bu tip güçleri anlamak için öncelikle kavranması gereken başka konular vardır.
Dikkat edin, "bunlar çok ulvi konulardır siz anlamazsınız" demiyorum. En basit örneği vermek gerekirse, matematiğe ilkokul 1. sınıfta integral öğrenerek mi başlıyorsunuz?
Yaratıcı konusunda, şunu tekrar belirteceğim ki iyice anlaşılsın, "bilinçli" bir yaratıcı güç vardır. Bu, Nikola Tesla gibi birçok bilim insanının da açıkladığı "Eter" prensibidir. Her şeyin kaynağı diyebiliriz. İnsan ruhundaki/canındaki/astral bedenindeki ve evrendeki diğer noktalarda da görülen 4 elementi de barındıran doğal bir kuvvettir, tapılacak bir şey değildir, şimdilik kafanızda yer çekimi gibi bir şey canlandırın. Bu tip güçleri anlamak için öncelikle kavranması gereken başka konular vardır.
Dikkat edin, "bunlar çok ulvi konulardır siz anlamazsınız" demiyorum. En basit örneği vermek gerekirse, matematiğe ilkokul 1. sınıfta integral öğrenerek mi başlıyorsunuz?
Yaratılış formülü ve
dinler özellikle Torah gibi dini kitapların üst boyutlardaki işlevlerini güzel
açıklayan 30-40 sayfalık bir kitap var JoS grubunun
kurucularından birinin. İngilizcesi olanlar ona bir baksın, olmayanlar için
yakın zamanda çevirmeye çalışacağım: Torah Exposed
Sizi, evreni oluşturan güç de tıpkı diğer meta-fiziksel
güçler gibi yine bilimsel olarak açıklanıp anlaşılabilir, tıpkı Antiklerin de
yaptığı gibi.
"Sanskrit'de, birbirini etkileyen kuantum ve
sub-kuantum düzeyleri tanımlanmıştır" ("Sanskrit contexts do identify
what we today refer to as mutually interpenetrating quantum and sub-quantum
levels." ) - Ingo Swann, eski CIA operatörü, Superpowers of The Human
BioMind
IV. Spiritüelizm, Meta-Fiziksel/Astral Teknoloji ve “Onlar”
Dünya çapında CIA dahil istihbarat örgütleri Stanford
Araştırma Enstitüsü (SRI) gibi kuruluşlarla meta-fiziksel konularda,
parapsikoloji üzerinde yaklaşık yüz yıldır çalışmaktadır. Parapsikolojik istihbarat çalışmalarına en sık II. Dünya Savaşı sırasında Nazi Hükümeti’nde ve
Sovyetlerde rastlanmıştır.
Bunun sebebi
her iki tarafında aslında daha üst boyutlardan emir almalarıdır. Nasyonal
Sosyalistler direk Tanrılarla çalışmışlardır. Komünizm ve düşman varlıkların iş
birliğini anlamak için New Age (Yeni Çağ), Komünist Sinarşizm ve Satanizm yazısından yararlanabilirsiniz. İngilizceniz varsa http://deathofcommunism.weebly.com/en.html
sitesini de incelemeniz önerilir.
Bayram kutlamalarının Pagan takvimine göre yapıldığı, her
türlü Hristiyan öğretisinin ve pratiğinin yasaklandığı Nasyonal
Sosyalizm’de, günün belirli bir kısmı
meditasyon saatleri olarak ayrılırdı.
"Himmler Berlin Branch’da bir ökültizm okulu kurmuştur. Gestapo, Totenkopf SS, Sicherheitsdienst’in
yüksek rütbelerinden dahi herkesin meditasyon, maji, transandantal (astral
çalışmalar) kurslarına katılma
zorunluluğu vardı." - Trevor
Ravenscroft, The Spear of Destiny
Günlük meditasyonun önemini Satan’ın kendisi de
vurgulamıştır. Çünkü ancak bu şekilde
güçlenebilir, gelişebilir, sistemden özgür kalabilirsiniz. Düzenli meditasyon
ile gelişen beynin frekansları da ayarlanabilir hale gelir. Global elitin
iyonosferi manipüle ederek kontrol etmek istedikleri kesimdeki insanların
beyinlerine çeşitli sinyaller yollayarak onların beyin frekansını
değiştirebildiğini biliyor musunuz? Askeri yer altı merkezlerinde bunu,
hedeflerinin hareketlerini de kontrol etmek için kullanıyorlar.
Spiritüalizm ve ökülte düşmanın gözüyle ya da herşeyden
habersiz Yeni Çağcılar gibi bakmayın. Bu konularda bilgisiz olanlar her türlü
saldırıya açıktır. Savaştayız ve bu en çok da üst boyutları sarsan bir savaş.
Siz onlara hiçbir şey yapmasanız dahi, sırf sizin varlığınızdan dolayı sizi
düşman olarak tanımlıyorlar, isterseniz aksini savunun, onlar için savaşmak
istediğinizi o acınası varlıklara belirtin, umursamazlar, daha da kötüsü, sizi
kandırırlar.
Siz kendi soyunuzu unutsanız bile onlar kendilerininkini,
kendi amaçlarını unutmuyor. İlk yazıda bahsettiğim Yahudi haham, üst boyutu manipüle
ederek gerçekliği değiştirdiklerinden ve bunu dinsel bir eylem olarak
yaptıklarını vurgulayarak, tüm Antik krallıkların dinlerini, kültürlerini
bırakarak çöktüklerini (Roma İmparatorluğu’nda Hristiyanlığa geçtiklerinde
olduğu gibi) ve Yahudilerin hala ortada olmalarının sebebini kendi din ve kültürlerine tutunarak
yaptıkları ökült çalışmaları olduğunu belirtmişti. Yine ondan alıntılayarak
değineceğim başka bir nokta var: “…Bunların uydurma yöntemler olduğunu
düşünmeyin. Bunlar hepimize olan
şeylerdir. Dua, aklın ve aklın temasta olduğu psişik (astral) faktörlerin manipülasyonudur.”
Meditasyon ve meditasyon
yoluyla geliştirilen telepati, telekinezi, astral projeksiyon gibi yeteneklerin,
0 noktası enerjisi/eteral enerji gibi “meta-fiziksel” sayılan ve çoğunlukla
kabul görmeyen ama aslında çoktan kullanım alanı dahi saptanmış buluşların
üzerinde yürütülen çalışmalara en çok fonun nereden geldiğini, kimlerden
geldiğini biliyor musunuz? Peki, bunların “kimin” ordusu için kullanıldığını
veya kullanılacağını? Herhangi bir ülkeye hizmet için değil.
CIA’in ABD Savunma Bakanlığı ve Ordu İstihbaratı ile
birlikte yürüttüğü parapsikolojik çalışmalarda eğitmenlik ve Stargate
Projesi’nde yöneticilik yapan Swann, “perde arkasındaki” girişimci sermaye
gruplarından birinin üst-bilinç aktivitelerini
finanse etmekle ilgili olduğundan
ve çoğu şeyi onların ricası üzerine paylaşamayacağından
bahsetmiştir. ("But the initial
go-between came through a dear friend of highest integrity and knowledge,
rather obliquely, to a sort of "behind-the-scenes venture capital
group" interested in funding advanced directions in what was referred to
as super-conciousness activities.")
Bu behind-the-scenes/perde arkası terimi Rakovsky Protokolleri’nde
“onlar” olarak geçen ve neredeyse hepsi
Yahudi olan global elit/enternasyonal finans için kullanılır.
Dünya Dışı Varlıklar ve Parapsikolojik İstihbarat yazısında söz ettiğim Ay üssünü finanse edenlerin de adı açıklanmamıştır, resmi belgelerde dahi gizli bırakılmış, üstü çizilmiştir.
Swann, parapsikoloji konularında bilgili olan ancak kişisel
gizliliklerine fazlasıyla önem veren politikacıların, finansörlerin ve iş
adamlarının eğitim yerlerine dahi gelmeye korktuklarından, yetenekli insanlara
karşı paranoyak olduklarından bahsetmiştir.
CIA Stargate Projesi’nden yayınlanmış bir belge:
CIA STARGATE RELEASED DOCS from page 3 of File 10081 4.(4)
"In 1967, the Soviet Maritime News reported,
'Cosmonauts, when in orbit, seem to be able to communicate telepathically more
easily with each other than with people on Earth. A psi (short for psychic
faculty) training system has been incorporated in the cosmonaut trainnig
program,', but the news provided no further details.” (1967 yılında Sovyet Maritime News’in haberine göre, ‘Astronotlar
yörüngedeyken birbirleriye telepatik olarak daha kolay haberleşiyorlar. Bir
psychic/psişik (astral) eğitim sistemi de astronotların eğitim programına
eklendi.’ )
“Some reports related to Ostrander and Schroeder (106)
indicate that the Soviets are working on psi systems for space use, involving
not just telepathy but also precognition." (Ostrander ve Schroeder
raporlarına göre Sovyetler telepati ile birlikte önsezi gibi sistemlerin
uzaydaki kullanımı üzerinde çalışmaktalar)
Bu son kısımlar özellikle materyalistler içindi. Siz
kendinizi onların istediği şekilde limitleyebilirsiniz, ama en sonunda onlar 5
siz 0 olursunuz.
Eğer bir konu kafanızı çok kurcalarsa, örneğin reenkarnasyon
ya da astral konular size çok yabancı gelirse, kendinizi zorlamayın, ama şu
anki bilgilerinizle reddetmeyin de, denklemde bilinmeyen x olarak tutun
onu. Zaman verin, öğrenmeye devam edin.
En sonunda, tıpkı denklem çözerken olduğu gibi, bilinenlerin yardımıyla
bilinmeyeni de bulursunuz.